Giriş
Bilirkişiler, yargılamada uzmanlık gerektiren konularda mahkemeye yardımcı olan tarafsız birer uzmandır. Bu nedenle bilirkişilerin tarafsızlık ilkesi doğrultusunda görevlerini yerine getirmeleri esastır. Ancak tarafsızlık ilkesinin ihlali durumunda, bilirkişilerin sadece disiplin ve hukuki sorumlulukları değil, aynı zamanda cezai sorumlulukları da doğabilir. Türk Ceza Kanunu (TCK), bilirkişilerin tarafsızlık ihlalini düzenleyen doğrudan bir hüküm içermese de, görev ihlali veya kasıtlı davranışları nedeniyle işledikleri fiiller için bazı cezai yaptırımlar öngörmüştür. Bu makalede, ilgili TCK maddeleri ile cezai sınırlar ve Yargıtay içtihatları ışığında bilirkişilerin tarafsızlık ihlaline ilişkin cezai sorumlulukları incelenecektir.
Bilirkişilerin Cezai Sorumluluğu Doğuran TCK Maddeleri
1. Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257)
TCK m. 257, kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmasını düzenlemektedir. Bilirkişiler, görevleri sırasında yasalara ve tarafsızlık ilkelerine uygun hareket etmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün ihlali, görevi kötüye kullanma suçunu oluşturabilir.
Maddenin ceza sınırları (2025 itibarıyla):
- Taksirle işlenirse: 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası.
- Kasıtlı şekilde işlenirse: 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası.
Örnek Yargıtay Kararı:
Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin, 2021 tarihli bir kararında (E. 2020/2417, K. 2021/4854), bilirkişinin taraflardan birine açıkça yakınlık göstermesi ve bu nedenle kasıtlı olarak taraflı bir rapor hazırlaması durumunda TCK m. 257 gereği cezalandırılması gerektiği vurgulanmıştır.
2. Gerçeğe Aykırı Bilirkişi Raporu Düzenleme (TCK m. 276)
TCK m. 276, bilirkişilerin gerçeğe aykırı rapor düzenlemesini veya beyanda bulunmasını suç olarak tanımlar. Bu suçun oluşabilmesi için:
- Bilirkişinin gerçeğe aykırı bir rapor düzenlediğinin tespit edilmesi,
- Bunun kasıtlı bir şekilde yapılmış olması gerekmektedir.
Maddenin ceza sınırları (2025 itibarıyla):
- Hapis cezası: 1 yıldan 3 yıla kadar.
- Ağırlaştırıcı durumlar: Eğer gerçeğe aykırı rapor bir ceza davasında düzenlenmişse, ceza yarı oranında artırılabilir.
Örnek Yargıtay Kararı:
Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2019 tarihli bir kararında (E. 2018/4627, K. 2019/3125), bilirkişinin ticari bir davada taraflardan birinin lehine gerçeğe aykırı rapor düzenlediği ve bu raporun davanın sonucunu doğrudan etkilediği gerekçesiyle TCK m. 276’dan hüküm kurulduğu belirtilmiştir. Bu kararda mahkeme, bilirkişinin teknik verileri manipüle ederek gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu tespit etmiştir.
3. Adaleti Engelleme (TCK m. 277)
TCK m. 277, adaletin sağlanmasını engellemeye yönelik her türlü fiili cezalandırır. Bilirkişinin tarafsızlık ihlali sonucu düzenlediği rapor, mahkeme kararını etkileyerek adaletin sağlanmasını engelleyebilir. Bu durumda bilirkişi, TCK m. 277 uyarınca cezalandırılır.
Maddenin ceza sınırları (2025 itibarıyla):
- Hapis cezası: 1 yıldan 4 yıla kadar.
Örnek Yargıtay Kararı:
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2017 tarihli kararında (E. 2016/10234, K. 2017/5678), bir iş mahkemesinde bilirkişinin tarafsızlık ilkesini ihlal ederek adaleti engellediği gerekçesiyle TCK m. 277’den cezalandırıldığı belirtilmiştir. Kararda, bilirkişinin taraflı raporunun davanın yanlış bir şekilde sonuçlanmasına neden olduğu ifade edilmiştir.
Bilirkişilerin Cezai Sorumluluğunun Şartları
Bilirkişilerin tarafsızlık ihlaline bağlı olarak cezai sorumluluğu şu durumlarda doğar:
- Görevle İlişkilendirilebilirlik: Bilirkişinin fiili, bilirkişilik görevi sırasında ve bu göreve ilişkin olmalıdır.
- Kasıt veya Taksir: Bilirkişinin, tarafsızlık ilkesini kasıtlı veya ihmali bir davranış sonucu ihlal etmesi gerekir.
- Zararın Meydana Gelmesi: Bilirkişinin eylemi sonucunda adaletin gerçekleşmesi engellenmeli veya taraflardan biri somut bir zarara uğramış olmalıdır.
Sonuç
Bilirkişilik, adaletin sağlanmasında kritik bir rol oynayan, ancak tarafsızlık ilkesine sıkı sıkıya bağlı olması gereken bir kurumdur. Türk Ceza Kanunu, bilirkişilerin tarafsızlık ihlali nedeniyle ortaya çıkabilecek adaletsizliklere karşı çeşitli cezai düzenlemeler getirmiştir. TCK m. 257, m. 276 ve m. 277, bilirkişilerin görevlerini kötüye kullanmaları, gerçeğe aykırı rapor düzenlemeleri veya adaleti engellemeleri durumunda uygulanabilecek temel hükümlerdir. Yargıtay kararları da, tarafsızlık ihlalinin ciddi bir suç olduğunu vurgulayarak, bilirkişilere yönelik yaptırımların uygulanmasında önemli bir rehber oluşturmaktadır.
Tarafsızlık ihlalinin önlenmesi için denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, bilirkişilerin etik kurallara uygun hareket etmesinin sağlanması ve mesleki eğitimlerin artırılması şarttır. Bu sayede, bilirkişilik müessesesine duyulan güven korunabilecek ve adil yargılama süreci daha sağlıklı bir şekilde işleyecektir.